Gündelik sohbetlerimizde, arkadaş ortamlarımızda veya yalnız kaldığımızda olmazsa olmazlarımız arasındadır müzik. Müzik hayatımızla o kadar iç içe ki, köklerimize baktığımızda bile her türlü duygu ve düşüncelerimizi dile getirmenin bir aracı hatta bir yerden sonra amacı haline gelmiştir. Müzik, pek çok farklı bilim dalları arasında araştırma konusu yapılmış hatta kimi zaman müziğin kendisi tedavi metodu olarak kullanılmıştır. Seslerin ve buna bağlı olarak armonilerin psikoloji bilimi açısından dikkate değer bir tedavi yöntemi olduğu konuşulmakta ve hatta kimi zaman terapilerde uygulanmaktadır. Müziğin tarihçesinde bile müziğin kendisinin bile tılsımlı etkilerinin olduğunu düşünen insanoğlu, büyücülük faaliyetlerinde bile müzikten yararlanmışlardır. Peki müzik sanıldığı kadar “Ruhun Gıdası Mı?”

Bu yazımızda, bazı kökleşmiş kodlanışlarımızı yani önyargılarımızı biraz olsun kenara koyarak yazımızı okumanızı tavsiye ediyoruz… Gündelik muhabbetlerimizde müziğin önemi vurgulandığında sıklıkla “Ruhun Gıdası” tabiri sıkça vurgulanır. Ancak son yapılan araştırmalarda müziğin sanıldığı gibi topyekün bir yarar mekanizması olduğunu tartıştıracak bulgulara rastlandı..

ABD’deki Georgia Üniversitesinde yapılan bir araştırma sonucunda iş yaparken müzik dinleyen insan ile müzik dinlemeyen insan arasında karşılaştırmalar yapıldı. Sonuç ise sessiz ortamda iş yapan kişilerin işlerini diğer gruba göre daha çabuk bitirdiği sonucuna varıldı. Müziğin diğer zararları arasında dikkat dağınıklığı ve daha ileri zamanlarda hafıza kaybına yol açabileceğine dair bilimsel çalışmalar da mevcut.
Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü (WHO), günde bir saatten fazla müzik dinlemenin zararlı olduğu noktasında 2015 yılında açıklama yapmıştır. Dünya Sağlık Örgütü doktorlarından Dr.Etyen Krug, yüksek sesle müzik dinleniliyor sa bu bir saatin bile fazla olduğu noktasında açıklamalarda bulunmuştur…