AŞağıdaki dörtlük şehit onbaşı Rahime Hatun’un Enver’ül- Hamid denilen Ulu camii içindeki şehitliğinin mezar taşında yazmaktadır…

Yarınların sahibi ey gençlik, iyi tanı,
Ebedi sükunetle bu mezarda yatanı.
Hak için, bayrak için canını feda edip,
Sana armağan ettik mukaddes vatanı.

Peki kimdir bu Rahime Hatun?

Rahime hatun Osmaniye ilinin Raziyeler köyünde 1890 yılında dünyaya gelmiş bir vatan evladıdır. Osmaniye, 25 aralık 1918’de önce İngilizler sonra da İngilizler ile yapılan anlaşma sonrası Fransızlar tarafından işgal edidi. Bu işgaller sonrası kasaba ve köylerde bir direnme harekatları başladı. Köyleri işgalden korumak için çeteler kurulmaya başlandı. Bu çetelerden biri Hüseyin Ağa tarafından kurulan Kırmızı Müfrezedir. Kırmızı  Müfreze kurulurken müfrezeye yazılan Rahime Hatun bir çok savaşta görev aldı ve başarısından dolayı kendisine onbaşı  rütbesi verildi. Bu rütbeden sonra da çevre de Rahime onbaşı olarak anılmaya başlandı. Çok hareketli ve cesur olduğu  için TAYYAR RAHİME ismiyle de tanınırdı.

Onu tanıyanlar şu şekilde anlatırdı

Orta boylu, normal yapıda, esmer tenli, ela gözlüdür. Başına , agil veya sırmalı pusu sarardı. Sırtında Maraş abası vardı. Kara şalvar giyer, göğsüne fişeklik takardı.Omuzunda Alman filintası denen tüfeğini taşırdı. Ayağına ipli çarık veya yemeni giyerdi. Kıyafeti ile bir erkekten farksızdı. Genellikle atlı gezerdi. Beden yapısı bakımından güçlü, kuvvetli idi. Onun bu durumunu bilenler, “taşı sıksa suyunu çıkarır” demişlerdir. Kendisini vatana ve millete adamıştı. Şu sözlerini kendisini tanıyanlar unutamamıştır; “Allah bana Nusret verse yalnız başıma düşmanı kırarım. ölürsem şehit, kalırsam gaziyim. “Takvimler 5 ağustos 1920’yi gösterdiğinde. Alibeyli mahallesindeki Hacı Ökkeş Ağa’nın damında Fransız bayrağı dalgalanıyordu. Rahime onbaşı ve müfrezesine de bu karargahı ele geçirme görevi verildi. Karargahı ele geçirme faaliyetleri esnasında çok çetin çatışmalar yaşanmaktaydı. Rahime Hatun çatışmanın şiddetinden ürken arkadaşlarını cesaretlendirmek için başındaki poşusunu çıkardı ve “Ben kadın olduğum halde düşmandan korkmuyorum; siz erkek olduğunuz halde düşmandan niçin çekiniyorsunuz.” dedi. bu sözün üzerine arkadaşlarına örnek olan Rahime onbaşı ve müfrezesi karargahta düşman ateşini bastırdı.

Karargah bahçesindeki düşmanları temizleyen müfreze

karargah çatısındaki Fransız bayrağı yerine AL  BAYRAĞIMIZI göndere çekmek için karargah içine doğru harekete geçtiler. Karargah kapısını ilk açan Rahime Onbaşı içeriden açılan ateş ile göğsünden vuruldu. Vurulmanın etkisiyle sağ omuzu da parçalanan Rahime Hatun; “Arkadaşlar, sakın cesedimi düşman eline koymayın” diyerek şehadet kelimesini getirdi, daha sonra ruhunu teslim etti. Fakat o gün o karargah düşmandan tamamen temizlendi. İşte geçmişimizdeki kahramanlarımızdan bize kalan eser bu. Korkusuz, Gözünü budaktan sakınmayan ülkesi için elinden geleni yapan bir ecdadın torunlarıyız. Onlara da uygun şekilde yaşamalıyız.Evet bir çok kahramanımız gibi Rahime hatunda pek bilinmez.Adı geçmez  tanıyanı azdır ama en az adı bilinen kahramanlarımız kadar bu ülke için çarpışmışlardır. Allah vatan ve bayrak yolunda canını, kanını feda eden Aziz Şehitlerimizden razı olsun.