Bütün hayatın yükünü omuzlamış bedenlerimizin, çökmeye yüz tutmuş ruhsal gücünü de beraberimizde getirerek, reel hayatta bulamadığımız sıcaklıkları, aramak, sosyal yalanlardan, riyakarlıklardan, yalan dostlardan boğulmuş moralimiz ile, Chat Sitelerinde arayış içine gireriz. Çeşitli kriterlerimizi ön planda tutarak, bu yöndeki beklentilerimize uygun, gerek dostane, gerek mizahi, gerek se gönül okşayan muhabbetler içerisine girer, sosyal hayatlarımızdaki eksikleri simülasyonel gerçeklikle kapattığımızı zannederiz. O denli hayatın yoğunluğundan ve amaçlarından boğuluruz ki, reel hayattaki gerçeklerden sıkılır, Muhabbet Odalarındaki simülasyonu tercih eder hale geliriz. Bu konuya kendini kaptırıp, sanal ortamı evi haline getiren, bu ortamda ev alıp, değerlenmesi için arsaya yatırım yapan, kendinden geçmiş, dışarıda bir reel hayat olduğunu unutmuş, bütün hayatın sanaldan ibaret olduğunu benimsemiş, ruhani bozukluk yaşayan insanlarımızın da bulunduğu Sohbet Odalarında, her telden çalan müzik aletleriyle tanışmak mümkün kılınmıştır…

                               Ego Egemen Yapı

Hayal kırıklıklarına uğramış olan bu zatlar, eksikliklerini örtmek, yok olanı var etmek amacı ile geldikleri sanal ortamlarda iyi insanların kötülenmesinde, dürüst kimselerin lekelenmesinde  kendileri için tamamlayıcı bir güvence unsuru görmektedirler. Bu yapıdaki kişiler; insanlığın ezilerek, insanların küçültülmesini, insanlığın genel anlamda gerilemesini, dünya kardeşliğine ve eşitliğine doğru atılan bir altın adım gibi görürler. Sanal ortamda yaratılan  tartışma ve kaos ortamı, ego egemen yapıca bir eşitlik cennetidir. Sohbet ortamındaki mevcut düzenden nefret eder görüntüleri, mevcut olan her şeyden nefret etmelerinin ve mevcut huzur düzeninin, sonunun geldiğini görmeye çalışma özlemlerinin bir ifadesidir…